11 Eylül 2019 Çarşamba

Türkçe Rap Üzerine



Bir şeyler yazmayalı çok uzun zaman olmuş, hele ki blog yazısı yazmayalı 8-9 sene oluyor. Hayatım Futbol'u da kapadığımızdan bu yana futbola dair bir şeyler yazmaz oldum. Twitter'da da çok derin analiz yapıp milletin kafasını şişirmek istemiyorum. En iyisi tekrardan bir blog açıp, şu boş zamanlarımı eskiden en sevdiğim şeyi yaparak yani yazı yazarak geçirmek istedim. Bu aralar yine yoğun şekilde dizi-film izliyorum fakat ilk postu türkçe rap üzerine yazmak istedim. Bunda tabii ki de Ezhel ve Şanışer'in gündeme bomba gibi düşen klipleri de etken oldu. Ezhel’in klibi toplumsal hafızayı canlı tutması açısından çok iyi olmuş. Hele ki böyle bir işi, mahkeme kararıyla ertelenen bir hapis cezası varken yapması çok daha büyük bir olay. Sosyal medyada şarkının sözlerini beğenmeyen çok insan gördüm ve onunda auto-tune kullanımından dolayı olduğunu düşünüyorum. Halen çok fazla rap dinleyicisi buna alışamadı. Ezhel, bunu en iyi yapan kişi. Müptezhel albümünün ilk klip şarkısı "Şehrimin Tadı"nda bugün gelinen noktanın ateşleyicisi oldu.

Şanışer ise 17 kişiyle beraber toplumun tüm problemlerine derinden değinen bir parça ve klip ortaya koydu. Ülke gençliğinin şu anda en çok rağbet gösterdiği müzik türü bu ve bu şarkılarda geçen sözler onlarda derin izler bırakabiliyor. O yüzden bu proje her bakımdan çok önemli. Bu kadar muhalif sanatçının bir arada şarkı yapması bile çok sevindirici. Tek başlarına, veya 2 kişi bir araya gelip protest şarkılar yapınca çok az dinleniyor. Fuat'ın omurga albümlerini, Otonom Piyade'nin albümlerini kimse açıp dinlemiyor. Ama işte bunu milyonlarca insan dinleyecek. 15 dakikalık parça çok basit öğütler veriyor aslında. Çevreni kirletme, dayak atma, öldürme, hayvanları sev, insanları sev, adil ol, hor görme, hız yapma, alkollü araba kullanma, tecavüz etme gibi liste uzayıp gidiyor.

Kendimi bildim bileli türkçe rap dinliyorum. Ben de her zaman yeri farklı. En çok bir şeyler anlatmaya çalışması ve vermeye çalıştığı mesaj beni bu müzik türünü dinlemeye itti. Lise yıllarındayken arkadaşlarla Ceza, Sagopa falan ne güzel şeyler yapıyordan öte yorum yapamazdım. Aklımın ermeye başlamasından sonra, türkçe rap hakkında her şeyi didik didik etmeye başladım. Arkadaşlarla sohbetini yaparken gerçekten bu müzik türü hakkında bir şeyleri biliyormuşum dediğim anda bütün bakış açım değişti. 2019 yılı itibariyle türkçe rap zirve yapmış durumda. Her kesimden insan dinliyor. Bu beni çok sevindiriyor fakat sadece önüne sunulanı dinlemekten öteye geçilmiyor. Zamanında biz de önümüze Ceza, Sagopa, Fuat, Dr. Fuchs sunulduğunda dinledik çünkü türkçe başka bir alternatifimiz yoktu. Kesinlikle kötü demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Günümüzde çeşitliliğin daha fazla olduğunu söylemek için örnek verdim. He gerçi bugün türkçe rap dinliyorum diyen birinin Ceza, Sagopa, Fuat, Killa Hakan, Ayben gibi kült isimlerden başka rapçi dinlediğini duyunca acayip seviniyorum.



Ceza ve Sagopa'nın herkes gibi bendeki yeri de ayrıdır. Öncellikle çok fazla saygı duyuyorum. Bugün ülkede türkçe rap bu kadar popülerse onların sayesindedir. 2003'den itibaren Ceza, Fuat ve Sagopa Kajmer üçlüsü "türkçe rap"e bir dönem zirve yaptırmıştır. Evet Kartel ile başlamıştır belki saygısızlık da etmek istemem ama bu üç isimle zirve yapmıştır. O zirve olarak tanımladığım dönemde Sagopa Kajmer'in "Bir Pesimistin Gözyaşları" albümü ile Ceza'nın "Med Cezir" ve "Rapstar" albümleriyle türkçe rap tavan yaptı. Sonrasında duraklama dönemine girse de günümüzde yine popüler. Vakti zamanında Okan Bayülgen ve Beyaz gibi zamanının en çok izlenen show programına rapçi çıktığında alaycı bir biçimde arkada elini sağa sola sallayan ünlüler vardı. Beni en çok sevindiren de o ünlülerin şimdiler de reklam için aynı rapçilerin peşinden koşması. Bir nitekim artık devran döndü. Spotify uygulamasında en çok dinlenen kişi Ezhel. Artık sadece kulaklıkla dinlenen bir müzik türü değil. Mekanlarda çalıyor, arkadaşlarla takılırken açıp hep beraber söyleyebiliyorsun. Eskiden böyle bir şey yapamıyordun. Senin için büyük anlamlar ifade eden bir parçayı paylaşamıyordun, denesen bile burun kıvrılıyordu.

Türkçe rap hakkında konuşurken eski dönem ve yeni dönem diye ayrım yapıyorum. Old school rapçiler ve New school rapçiler olarak ayrım yapabiliyorsun. Eski nesil dediğimiz rapçilerde Ceza, Sagopa Kajmer, Fuat, Rapozof, Pit10, Mode XL, Abluka Alarm, Ayben, Kolera, Dr. Fuchs, Yener Çevik, Cash Flow, Da Poet, Hayki, Karaçalı, Sirhot, Patron, Saian diye liste uzar gider. Bu isimler arasında en özeli benim için Cash Flow. Nedeni ise bir çok gruba ve şahısa kendi stüdyolarında altyapı ve vokal desteği sağlaması. Mode XL'in de yeri çok farklı. O zamanlar yeni bir soluk getirmişlerdi. Agresif sözleri ve daha önce duyulmamış kalitede altyapısıyla ezber bozdu. Sansar Salvo'yu az kalsın unutuyordum. Ona değinmeden olmaz. 10 sene önce piyasadaki yerli underground rapçilerin belki en iyisiydi ama zamanla halinden uzaklaştı. Yeni dönemin en popüler isimleri de Ezhel, Tankurt Manas, Kamufle, Hidra, Stabil, Khontkar, Contra diye bu liste devam eder. Yukarıda da dediğim gibi bu dönemin en önemli ismi Ezhel. Artan müzikalite, sözden vazgeçişi getirmedi. Adeta yeni dönemde bir köprü ve usta bir sentez oluşturdu. Bu dönemde Ben Fero ile beraber en geniş kitlelere ilk sıçramayı yapan ve ne yaptığını en iyi bilen isim o olarak görünüyor.



Son olarak Ben Fero içinde bir şeyler karalayıp yazıyı bitirmek istiyorum. Açık ara türkçe rap aleminin en çok konuşulan adamı. Evet, şu an Ben Fero sayesinde rap ülkemizde bu kadar fazla dinleniyor. Ne kadar benim ilgimi çekmese de bir şekilde kendini dinletiyor. Bu hissi ilk defa "Mary Jane" şarkısında almıştım. Ondan sonra Ben Fero, art arda trap parçaları sıraladı. Milyonlarca dinlendi, her 10 arabanın 9'un da Ben Fero çalar oldu. Konserleri full çekti. Öncellikle şunu söyleyeyim ben bu adama nötrüm ama yaptığı işe büyük saygı duyuyorum. Çevremde de görüyorum çok fazla sevmeyeni var. Bunun biraz da çekememezlikten olduğunu düşünüyorum. Hayat hikayesini ilk okuduğum zaman vay be nereden nereye diye kendi kendime içlendim. Sonra baya bir araştırmaya başladım. "Mahallemiz Esmer" den önce bir tane kaydını bulamadım. Bu gerçekten acayip garibime gitti ve kendi kendime kafamda bir şeyler oluşturdum.

Aslında çok zor da bir şey değil, belki de önceden dile getirmiş birisi de olabilir ama bana acayip mantıklı geliyor. Şöyle ki Ben Fero'nun hikayesini bilmeyenler için özet olarak anlatayım. Büyük bir basketbol fanı. Öyle ki 2018 Nba All-Star'a gidebilmek için para biriktiriyor. Uçak ve maç bilet alıyor. Vizesi çıkmıyor ve gidemiyor. Orada harcamak için kullanacağı parayı da "Mahallemiz Esmer"i çekmek için kullanıyor. Ardından "Kimlerdensin" geliyor ve iki işi birden götüremeyeceği için satış danışmanlığı yaptığı yerden ayrılarak kendini tamamen rap müziğe veriyor. Yılların rap dinleyicisi olarak ben bu hikayeyi pek yemedim. Güzel sunulmuş bir pr çalışması olarak görüyorum. Ben Fero'nun bazı röportajlarını da dinledim. Bazı şeyleri cidden kafamda oturtamıyorum. Proje olduğunu düşünüyorum. Arkasında biri durdu ve o da yapılan yatırımın hakkını verdi. Burada Ben Fero'ya büyük saygı duyduğumu da söyleyeyim. Her baba yiğidin harcı değil böyle bir şey yapmak...

Yazıyı elimden geldiğince kısa tutmaya çalıştım inşallah okurken sıkmamışımdır.